Bir yaz gecesi rüyası bitmedi, anla!
Hani ne kadar izlerseniz izleyin tekrar izlediğiniz filmler vardır ya. Hababam Sınıfı, Kemal Sunal filmleri, Adile Naşit, Münir Özkul ve diğer yeşilçam devleri. Yemek yerken izlemek mutluluk verir ya insana. Ya da akşam yorgun geldiğinizde işten yorgunluğunuzu alırlar, kimi zaman ağlatır kimi zamanda güldürürler ya. Hafta sonu evde yalnız kaldığınızda daha önce hiç izlemediğini bir kanalı izletirler ya size. İşte bu duygular hayatımın en anlamlıları arasındadır.
İşte ben bu duyguları ABİM ve PARDON filmlerinde de yaşıyorum.. Hatta şu anda bu yazıyı yazarken dahi izliyorum o filmlerden bir tanesini. Hangisi diye merak etmeyin dün Pardon’u öğle yemeğinde izlediğim için bugün bende Abim filminin yeri var. Şu an ise hani oyuncak arabasını kardeşine verdiği sahne varya onu izliyorum. Ardından kardeşini ıslattığı hem güldüğüm hem de duygulandığım dakikalar.
Pardon ve Abim Filmleri
Benim efsanelerimdir Pardon ve Abim filmleri. Neden mi ? Ferhan Şensoy ve Levent Üzümcü. Rahmetli Nejat Uygur ile birlikte en çok sevdiğim ustadlar. İzletiyorlar işte kendilerini. En çok sevdiğimi belki de hayatımın gerçeklerini yansıtıyorlar oyunculuklarıyla. Hep olmak istesem de olamadığım tiyatrocu yönümü ortaya koyuyorlar sanki. Hem komikler hem duygusal. Ağlatırken güldürürler işte onlar. Öyle ince ayrıntılar öyle güzel göndermeler vardır ki her anlarında. Mesela Abim fiminde Arif’in giydiği o T-shirt. Hello my name is PROBLEM yazar üstünde. Anlaşılmamış olsa da farklıdır işte. Yıllar sonra pardon demek gibi hayatınıza.
Şimdi ise asıl yazımı yazmanın zamanı geldi sanırım. O kadar çok şey yazmak isterdim ki onlar ve filmleri ile ilgili. Olsun günü gelince yazarım yine.
Benim Büyük Hayallerim Vardı
Büyük hayallerim vardı. Sırası ile Nejat, Ferhan ve Levent Abi’nin oyunlarını canlı canlı izleyecektim. Bu arada hayatımda sadece 3 kez tiyatroya gittim. Bazen zaman olmadı bazende imkan. Maalesef Nejat Abi’yi kaybettik. Yıkılmıştım o gün. Hani Kemal Abi’ye ağlamıştık ya hep beraber. Ona daha da çok ağlamıştım işte. Çocukken bastırmazdık ya hani o halıya kimseyi. Gülerdik arkasından bir de. Şimdi her halıya bastırmama şakasının ardından nedense hüzünlenirim. Olsun onun klasiklerini canlı olmasa da izlemek yine de güzel.
Ferhan Abi’nin oyunu vardır hani yıllardır oynadığı. Ferhangi Şeyler. Gitmek istedim yer bulamadım. Gitmek istedim sınavlarım vardı, gitmek istedim ancak uğruna mücadele verdiğimiz o hayat engel oldu. Ama hayallerimden bir tanesini gerçekleştirdim.
Bir Yaz Gecesi Rüyası
Bir gün sevgilim aradı ve senle bu hafta sonu açık hava tiyatrosuna Bir Yaz Gecesi Rüyası’na gidiyoruz dedi. İşlerim çok yoğun derken o güzel cümleler döküldü ağzından. Levent Üzümcü var. İşte bu cümle gece boyunca çalışarak işlerimi bitirmeye yetmişti.
Tiyatroyu çok severken sadece 2 kez canlısına gidebilmek, çoğunu ise bilgisayardan izlemek. Kendi kendime ikilemdeydim hep. Ama üçüncüsü ve hayalimin gerçek olacağı o günde, o oyunda olacaktım. Bu arada Meteoroloji Mühendisliği mezunuyum ve neler olacağını çok iyi biliyordum. Yazımın devamında anlarsınız.
Ve içeri girerek yerimize oturduk…
Önce Pak çıktı. Sonrasında ise işte hayalim gerçek oldu. Levent Abi’yi canlı canlı izliyordum orada. Yanımda sevgilim vardı. binlerce kişi gözlerini hiç ayırmadan izliyordu onları. Yaşadığım duyguları üzgünüm ama yazıya dökemiyorum. İlk yarı sona erdi. Bir yaz gecesi rüyasını o güzel yağmur süslemeye başladı. Şemsiyemiz vardı yanımızda. Ne kadar korunmaya çalışsak da ıslandık. Üşüdük bir de üzerine. Ama bırakmadık. İzledik. Gülmeye devam ettik. Pak’ın uçamadığı anlara. Kimi zaman kızdık sevenlerin ayrılmasına. Perdenin yere vurulduğu anlarda ürperdik nedense. Hayatımın en güzel saatlerinden bir tanesi bitti orada.
Ertesi gün herkese anlatıyordum yaşadıklarımı. Levent Abi’yi izledim dün. Hem de canlıca. Bu anlatmalar bir kaç gün daha devam etti. Mutluydum çünkü anlatırken. Ve bir gün o haberi okudum.
Ne anlatmalıyım ?
Ne demeliyim ki bundan sonra. Ben hayalimi gerçekleştirebilmiştim. Ama kim bilir kaç kişinin hayali yıkıldı yaşananlardan sonra. Var mı onu sevmeyen ? Filmlerini izlemeyen. Gülmeyen ya da ağlamayan. Oyunculuğuna söz edebilecek kimse var mı ? Yok işte. Hatası gerçekleri mi söylemek ? Belki de öyle. Hatta o kadar gerçek ki söyledikleri yazımı bile bitirmeme sebep oluyor şu anda.
Heyyy. Sana sesleniyorum. Bir yaz gecesi rüyası bitmedi, ANLA!
Bir yanıt yazın